10 Kasım 2014 Pazartesi

PRAKSİS'TEN İLK ALBÜM; SOKAKLARDA İSYAN VAR!

http://gezite.org/sokaklarda-isyan-var/ linkinde yayımlanmıştır...
Praksis, Haziran ayaklanması sürecinde barikatların önünde cesur tavırları ve notaları ile tanıdığımız / tanıştığımız bir grup. Yaklaşık beş ay önce ilk stüdyo albümleri “Sokaklarda İsyan Var”ı yayımladılar.
praksiTürkiye’de “kentli” muhalif / devrimci müzik form değiştirme eğiliminde. Henüz yeteri kadar duyulduğu söylenemeyecek bu sesler, bir geçiş dönemini ifade ediyor denebilir. Death Metal’den Hard Core’a, Rap’ten Rock’un çeşitli varyasyonlarına uzanabilecek bir yelpazede üretim mevcut. Muhalif / devrimci müziğin “yeni aktörlerinin” popülerleşmeye daha müsait müzikal formlarda değil de, neden nispeten alt kültürlere ait daha “sert” tonlarda karşılığını bulmaya çalıştığı ayrı bir tartışma / yazı konusu.

Praksis işte bu “müzikal formu” değiştirme eğiliminde olan gruplardan biri. Haziran ayaklanması sürecinde barikatların önünde cesur tavırları ve notaları ile tanıdığımız / tanıştığımız bir grup. Yaklaşık beş ay önce ilk stüdyo albümleri Sokaklarda İsyan Varı yayımladılar. Beş ay “müzik endüstrisi” için verili üretimin artık demode olması, cenazesinin kaldırılması anlamına gelebilir fakat elbette “endüstri”nin mantığıyla işimiz yok.

Praksis’i takip ettiğimizde iki belirleyici etken ortaya çıkıyor.

  •  Praksis bir “performans” grubu. Gerek konserlerinin “canlılığı”, gerek dinleyiciyi sahneye müdahil etme fikri gayet başarılı uygulanıyor.
  •  Praksis bir “pratik” grubu. Toplumsal hareketliliğin her daim içinde, düzenlenen hemen her eylemde ve etkinlikte (tam kadro / tam teçhizat olmasa dahi) kendilerini görmek mümkün. 3-5 Ağaç Kervanı adı altında düzenledikleri “sanat kumpanyası” da bu tavra dair iyi bir örnek.
Müzik üretiminde kabaca stüdyoyu “teori”, sahneyi “pratik” olarak değerlendirirsek, kendilerinin üretimin “pratik / performans” ayağını daha fazla önemsedikleri aşikar.

Pratikteki bu enerji albüme yansımış mı?

İyi sahne performansına sahip (albüm kaydının beklentisini yükseltmesi anlamında) / pratiğe fazlasıyla ağırlık veren her grubun başına gelebileceği gibi, Praksis için de bu “pozitif” özellik, stüdyo kaydında bir “handikapa” dönüşüyor.
Ortalama vokal kayıtları mixajda olabildiğince toparlanmış. Gayet başarılı, değişken ve güçlü vokaller, iyi bir kayıtla daha etkin duyulabilirdi. Gerçi teknik konularda eleştirirken dikkatli olmak elzemdir, malum teknik konular “maddi koşullardan” bağımsız değerlendirilemez. Albümün genelinde “bir elektro gitar ile en azından bir kısım solonun değerlendirilmesi ya da gitar riff’lerinin bir nebze hakim olması daha zengin bir netice verir miydi?” Sorusu da –üretici tercihini de göz önünde bulundurarak-albümü dinlerken kafamızın içinde dolanıp duruyor.
Albüm bir Nazım Hikmet esinlenmesi  Şarkılarımız ile açılıyor. Bir dakikalık, aktif bir girişi olan, “albüm introsu” mantığıyla düzenlenmiş başarılı bir ilk şarkı. Sonrasında 9/8’lik ritme sahip Daha da Diren karşılıyor.praksiss “Düğünlerden tanıdığımız” ritmik yapıyı muhalif bir özde sunmak iyi fikir, hedeflenen neticeye ulaşılmış. Mahsus Mahal bağlamına ve zamana / mekana uygun, nitelikli bir Ruhi Su coverı. Gerek teknik olarak değişken, şarkının sonlarına doğru doruğa ulaşan aranje mantığı, gerek eklenmiş sözlerle (artar eksilmeyiz F-16’ınla / biber gazınla / tomalarınla) “dün bugüne bağlanmış”.
Yeri gelmişken naçizane fikrimiz, “yeni dönem” muhalif / devrimci müzisyenlerin kendi üretimlerinin yanında bu tür coverları da pas geçmemeleri gerekliliği. Burada kastımız elbette üretimi sıkışmış müzisyenin / endüstrinin ticari bir mantıkla türküleri / eskiyi sömürmesi değil. Örneğin Pentagram medyada ve ülke gündeminde “satanizm paranoyası” doruğa çıktığında bu ruh haline cevap niteliği taşıyan “Bir” albümünde Aşık Dertli’nin “Şeytan Bunun Neresinde?” ve Aşık Veysel’in “Bu Alemi Gören Sensin” eserlerini coverlamıştı. Bağlamına uygun, derdi olan, bir “güncelleme” niteliği taşıyan parçalar albümü zenginleştirdi, bir tarihte muktedir ile yaşanmış “ortak derdi” izah etme işlevini kusursuz gerçekleştirdi. Ayrıca coverların “ait kılma” fonksiyonunu Ruşen Alkar’ın “Hesabım Var” isimli parçayı arabesk bir ruh aleminden alıp, Gezi’ye ait kılmasıyla da görmüştük. “ Örneğin death metal grubu Vortex Of Clutter’dan ya da İzmirli Hardcore grubu Social Threat’ten böyle atraksiyonlar beklemeliyiz.
Albüme dönersek, “Mahsus Mahal”den sonra albüme de ismini veren enerjik, akılda kalıcı ve katılımı kolay parça Sokaklarda İsyan Var / Li Ku Çeyan Serhildan geliyor. Çift dilli nakarat olumlu bir girişim (belki de bir aşamada Kürtçe bilen bir müzisyenle ortak bir parça yapılmalı), yerini buluyor . Bir sonraki parçadaysa Berthold Brecht şiirinden bestelenmişSürgün ile anadil meselesine şık bir selam çakılmış.
Şizofren teşhisi konulduğu halde “inatla” cezaevinde tutulan, devletimizin “kerim” değil de “kahhar” yüzüyle (bütün hayatında olduğu gibi!) bir kez daha karşılaşan Kemal Gömi’nin mektubundan esinlenilerek yapılmış “Labirent”, enstrüman kullanım mantığı ve vokallere uygulanan reverse / telephone bandpass efektleri ile betimlenmek istenen durumu yansıtmış. “Vokal efektleri biraz daha dengeli kullanılabilir miydi?” sorusu da yersiz olmaz.
Carlos Latuff'un Praksis için çizdiği karikatür.
Carlos Latuff’un Praksis için çizdiği karikatür.
Hala isimli parça albümün belki de en “ortalama” parçası. Praksis’in daha iyi parçaları olduğu konserlerden biliniyor, neden bu parçayı albüme aldıklarını anlamak zor. Son parça olarak Yanmalı Artık Bu Sokak”, sözlerdeki güçlü önermeyi karşılayacak bir beste ve düzenlemeye sahip değil gibi. Albüm “Şarkılarımız” gibi kısa, öz ve aktif bir outro ile bitseydi daha keyifli olabilirdi.
“Albüm” müzikal üretimin belgesi ve tarihe düşülen notu. Bilhassa “amatör – yarı amatör” muhalif / devrimci müzisyenlerin derli toplu bir üretimle albüm yapma girişimleri olumlu; cesaret ve zaman isteyen bir iş. Hatta belirli bir düşünsel / melodik tema üzerine yapılacak albümlerin, dinleyicideki endüstrinin yarattığı “bir şarkı” algısını da kırmaya hizmet edeceğini düşünüyoruz. Praksis’in “Sokaklarda İsyan Var!” albümü ortalamanın üzerinde. Fakat albüm yüzde yüz verimli değerlendirilmiş mi? Evet demek zor. Praksis’in toplumsal muhalefetin içerisindeki saygın emeği zamanla karşılığını bulurken, eğer yapacaklarsa –ki kesinlikle yapmalılar- ikinci albümlerinin yerini her anlamda tam anlamıyla bulacağı aşikar. yazisonuikonu
Praksis’i sosyal medyadan takip etmek için;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder