10 Kasım 2014 Pazartesi

PRAKSİS'TEN İLK ALBÜM; SOKAKLARDA İSYAN VAR!

http://gezite.org/sokaklarda-isyan-var/ linkinde yayımlanmıştır...
Praksis, Haziran ayaklanması sürecinde barikatların önünde cesur tavırları ve notaları ile tanıdığımız / tanıştığımız bir grup. Yaklaşık beş ay önce ilk stüdyo albümleri “Sokaklarda İsyan Var”ı yayımladılar.
praksiTürkiye’de “kentli” muhalif / devrimci müzik form değiştirme eğiliminde. Henüz yeteri kadar duyulduğu söylenemeyecek bu sesler, bir geçiş dönemini ifade ediyor denebilir. Death Metal’den Hard Core’a, Rap’ten Rock’un çeşitli varyasyonlarına uzanabilecek bir yelpazede üretim mevcut. Muhalif / devrimci müziğin “yeni aktörlerinin” popülerleşmeye daha müsait müzikal formlarda değil de, neden nispeten alt kültürlere ait daha “sert” tonlarda karşılığını bulmaya çalıştığı ayrı bir tartışma / yazı konusu.

GÖRÜNEN GERÇEK OLSAYDI...

http://gezite.org/gorunen-gercek-olsaydi/ linkinde yayımlanmıştır... 


Meselenin “özünün” bir şekilde süratle gözden kaçırılması, tartışılacak enerjiyi alakasız ve bağlamından kopuk başka mecralara çekmek, geniş kitlelerde yaratılan bu ruh hali ihtimaldir ki “devletin baskı aygıtlarından” dahi daha işlevsel hale gelebiliyor.
Provokasyon, terörist, iç mihraklar, dış mihraklar… söylemleri ve medyanın genel algı oluşturma yöntemleri üzerinde durmakta fayda var.
Bir toplumsal hareketlilik halinde, medyada / sosyal medyada hızlı bir şekilde yayılan “Provokasyon!” ve “Teröristler!” nidalarının alt metni şu:
Aslında ortada isyan edilecek herhangi bir şey yok, iç ya da dış bir takım mihrakların “oyuncağı” haline gelmiş provokatörler ve teröristler var, bunlar “doğuştan kötü” insanlar, masum halkımızı kirli amellerine alet ediyorlar!
Meselenin “özünün” bir şekilde süratle gözden kaçırılması, tartışılacak enerjiyi alakasız ve bağlamından kopuk başka mecralara çekmek,  geniş kitlelerde yaratılan bu ruh hali ihtimaldir ki “devletin baskı aygıtlarından” dahi daha işlevsel hale gelebiliyor.

CASTRO NEW YORK'TA - 2

http://gezite.org/castro-new-yorkta-2/ linkinde yayımlanmıştır... 
Bir önceki yazıda Küba Heyeti’nin ABD’de gerçekleşen BM ziyaretinin yarattığı “dehşet”i anlatmış ve Fidel’in ünlü konuşmasının ilk kısmını özetlemiştik. Castro’nun konuşmasının devamı: “Yağma felsefesine son verilirse, savaş felsefesi de son bulacaktır.”

“Yağma felsefesine son verilirse, savaş felsefesi de son bulacaktır.”

ABD, Küba Devrimi’nden sonra Latin Amerika ile “ilgilenmeye” başlamıştı. Bu ilgiden Küba nasibini doğrudan, diğer Latin Amerika ülkeleriyse dolaylı aldı.
ABD hükümeti Latin Amerika için bir “toplumsal kalkınma” planı hazırlar. Konut, yol ve hastane (tanıdık gelebilir) yatırımını kapsayan bu plana Castro’nun eleştirisi “Ekonomik kalkınma olmadan toplumsal kalkınma olamayacağı” yönündedir; planı göstermelik bulur.

CASTRO NEW YORK'TA - 1

http://gezite.org/castro-new-yorkta-1/ linkinde yayımlanmıştır... 


1960 Eylül’ünde Küba Heyeti BM Genel Kurulu için New York’a geldiğinde önce gizli bir sıkıyönetim ilan edildi. Castro’nun BM’de yaptığı konuşma ise hâlâ halkların dimağındadır. Bu ilk yazıda konuşmanın ilk kısmını da özetliyoruz.
Fidel-Castro-New-York'ta2
Emperyalizmin kalbinde halkların kalbine mesaj
1960 yılının Eylül ayında Küba Heyeti BM Genel Kurulu için New York’a gelir. Heyet havaalanına indiği andan itibaren akıl dışı ve daha önce herhangi bir ülkenin heyetinin yaşamadığı bir siyasi linçe maruz kalır.
Havaalanından çıkıldıktan sonra heyetin içinde bulunduğu araç, bir noktada durdurulur. Castro kendisini selamlayan birkaç bin insana el sallamak için elini arabanın camından çıkartır fakat bir polis Castro’nun elini camdan içeri sokar.