29 Ağustos 2012 Çarşamba

21. YÜZYILDA EMPERYALİZM VE SÖMÜRGECİLİK


21. yüzyılda emperyalizm ve sömürgecilikten ne anlıyoruz?

SSCB ve Doğu Avrupa’da sosyalist bloğun çöküşünden sonra, ne yazık ki restorasyonun zafer alayına çok sayıda eski solcu da katıldı. Bunların önemli bir kısmı Türkiye’de işçi ve emekçi hareketini stratejik olarak SSCB’yi ayakta tutma mücadelesine iten Sovyet yanlısı aydınlar, parti liderleri ve üyeleri arasından çıktı. Aslında Türkiye bu sefer de özgün olmamış, Avrupa’dan yayılan dalgaya kapılmıştı. Önce Gorbaçov dönemi sürerken emperyalizm ve sömürgecilik diye bir şey kalmadığı öne sürüldü. “Detant” döneminde barış içinde yan yana yaşamanın uluslararası iz düşümü ABD ve AB emperyalizmleriyle “ulusal” işçi sınıflarını barıştırmaktı. Glasnost ve Perestroyka sloganları döneminde, bu barışma çizgisi en uç noktalara vardı. Sosyalist blok çöktüğünde barışılacak “emperyalizm ve sömürgecilik” olmadığı, insanlığın kapitalist demokrasilerle yaşayacağı söylenerek, kalemler, entelektüel birikimler, ajitasyon ve propaganda araçları hemen yeni efendilerin hizmetine sunuldu. Bu dönemi birebir yaşadığımız için hızla eskiyen ve hemen bir yenisi uydurulan çöküş sonrası restorasyon teorilerini sıralamak mümkün değil.